Cuma, Haziran 29, 2007

Türkiye Hakkında

Bob Cromwell kimdir bilmem ama, bayağı bir gezmiş tozmuş. Sokrates'in ve Unix'in daemonlar'ı arasındaki ilişkiyi araştırırken web sayfasına rastladım. Oradan da aşağıdaki linklere ulaştım, hatta kendisine de yazdım, kim olduğunuzu merak ettim diye. 

Bob'a buradan sevgiler iletiyorum 

https://cromwell-intl.com/travel/turkey/

https://cromwell-intl.com/turkish/

Salı, Haziran 12, 2007

İş yaşamını sorguluyorum

Blogun tepsinde kocaman yazdığım gibi iş arama sürecindeyim ve belki bu sebeptendir bir yandan da bize dikte ettirilen iş yaşamını sorguluyorum.

Nedir bu dikte ettirilen iş yaşamı. Çalış, çalışırken fazla mesai yap, yaz gelsin tatile git, kış gelsin çalış, kış tatiline git, bunları yaparken kariyer gelişimini planla
(kariyer gelişimi dediğimiz kişisel pazarlama), kişisel gelişim eğitimleri al (ama kimse "senin kişisel gelişimini başkası ne yapsın" diyerek seni ciddiye almasın), planladın mı? bravo, daha yüksel, başka firmalara git, bir süre sonra çok kazanıyorsun diye işten atıl, CV'ni 'over qualified' durumundan kurtarmak için didin dur, yaptıklarını yapmamışsın gibi göster,emekli ol, ertesi gün öl. Neden, çünkü yazılı olmayan kurallar böyle.

Peki nerede kaldı kişisel yatırımcılık, kişisel ticaret, alın terini destekleme. Hep birilerinin kontrolünde çalışma, hep birilerinin hayatımız üzerinde söz sahibi olması durumu...

08.05.2007 17.15
şimdi bir iş görüşmesine gidiyorum dönünce sistem adamı olarak devam edecem :))

Nerede kalmıştık, küreselleşme nedir anlamamıştım uzun vakit, meğer sermayenin küreselleşmesiymiş hadise. Şirketlerin giderek devleşmesi, devletten güçlü kurumlar haline gelmeleri, kendi ülkelerine sığmayıp başka ülkelerin kaynaklarından alabildiğine faydalanmaları, böylece maliyetleri düşürüp daha "kaliteli, verimli, düşük fiyatlı" ürünler sunabilmeleriymiş.

devam edecek....

18.06.2007 22:39
Ve ediyor. O yukarıda bahsettiğim iş görüşmesinden sistem adamı olarak çıktım. Bir vesile ile gittiğim dev plazalardan birinde iyice bunaldım. Yeni tabirle böğ geldi. İnsanları sanki Matrix'teymiş gibi gördüm. Kendileri ait bir yaşamı değil de kendilerine dayatılan bir hayatı yaşıyor gibiydiler. Bundan da şikayetçiyim zaten. Birileri bizlere birşeyler dayatıyor, belli kalıplar içerisinde yaşamaya özendiriyorlar. Yüzyıllardır değer yargılarımız olmayan değer yargılarını dayatıyorlar. Uymayanları dışlamaya yüreklendiriyorlar.

Yanlış anlaşılmasın çalışmaya karşı değilim. Geleneklerin şirketlerin "policy" leri ile birebir yer değiştirmesine karşıyım. İnsanların kendilerine dayatılan yaşam tarzlarını hemen içselleştirmelerine karşıyım...

Öyle bir dönem geldiki iş (business), kariyer, iş bağlantıları (network), "title", mülakat, insan kaynakları vb. kavramlara alabildiğine yabancılaştım. Hala da çok sindiremediklerim var...

devam edecek